Birkaç yıl
öncesine kadar İstanbul’dan kalkıp ABD’nin herhangi bir kentine inmek öyle çok
kolay gerçekleştirilecek bir şey değildi. Ankara ya da İstanbul’dan havalanıp
önce Avrupa’nın herhangi bir ülkesinin büyük havaalanı olan bir kentine iniyor,
orada bir süre kaldıktan sonra bir aktarma yapara ancak ABD’nin herhangi bir
kentine ulaşmak mümkün olabiliyordu.
Başta
teknolojik gelişmeler olmak üzere ulusal havayolu şirketimizin içine girmiş
olduğu iyileşme ve gelişme bu durumu değiştirdi doğal olarak. Artık İstanbul
Atatürk Havalimanından kalkıyor 10-12 saatlik bir süre sonra Amerika’nın en
popüler olan kentlerine inebiliyorsunuz.
Biz de
öyle yaptık, İstanbul’dan dünya çapında
güvenilirliği ve standardı yükselen ulusal hava yolumuzun İstanbul-Miami seferini yapan uçağıyla 12
saatlik bir uçuştan sonra Miami’ye varmak üzere uçağa bindik.
Öğlenden
sonra 13.30 sıralarında uçağa bindiğimizde bizi Miami’ye getirecek ekip
karşıladı. Yakın ve sıcak ilgileri ile güler yüzleri, bizim uçuş fobimizi bir
nebze de olsa hafifletmiş, üzerimizdeki gerginliği azaltmıştı..
Normal
kalkış saatinden 30 dakikalık bir gecikme ile hareket etti uçağımız.
Kaptan pilotumuzun şiirsel bilgilendirme ve uyarılarının ardından
görevliler hızlı hareketlerle
kahvaltılık yiyecek ve içecek ikramında bulundular. Kahvaltı atıkları daha
toplanmadan içecek servisine başladılar. Güler yüzlü hostesler öylesine
içtenlikle servis yapıyorlardı ki en çekingenler bile kendi evlerindeki
rahatlığı hisseder gibiydiler.
Hostesler
önce günün mönüsü ile siyah küçük bir
çanta içerisinde bir çift çorap, uyku
gözlüğü, kulak tıkacı, terlik, yastık -battaniye, diş fırçası ve diş macunu
dağıttılar. Böylece yolcular daha konforlu bir yolculuk için donatılıyorlardı.
Bir de
Amerikan Hükümetinin buraya giden her yolcunun doldurmasını istediği bir anket
formu dağıttılar.
Amerika, kimi Ortadoğu ülkelerinden kalkan uçakları kabul etmediğinden İstanbul’dan kalkan Miami uçağının büyük bir bölümünü bu ülkelerin vatandaşları oluşturuyordu. Türklerin dışındaki tüm yabancı uyruklular, hosteslerin sunduğu ikramlardan ziyadesiyle memnun kaldıklarını tüm ikramları silip süpürmelerinden ve ardından yeni taleplerde bulunmalarından belli ediyorlardı. Hostesler ise her istenileni yüzlerindeki gülücüğü eksiltmeden büyük bir içtenlikle sunuyorlardı. Çok geçmeden Rus yolcular alışkın oldukları Rus votkası yerine Fransız şaraplarını içerek uyuma moduna geçmiş, ellerini kollarını kontrol etme yetilerini yitirip horul horul horuldamaya başlamışlardı bile.
Amerika, kimi Ortadoğu ülkelerinden kalkan uçakları kabul etmediğinden İstanbul’dan kalkan Miami uçağının büyük bir bölümünü bu ülkelerin vatandaşları oluşturuyordu. Türklerin dışındaki tüm yabancı uyruklular, hosteslerin sunduğu ikramlardan ziyadesiyle memnun kaldıklarını tüm ikramları silip süpürmelerinden ve ardından yeni taleplerde bulunmalarından belli ediyorlardı. Hostesler ise her istenileni yüzlerindeki gülücüğü eksiltmeden büyük bir içtenlikle sunuyorlardı. Çok geçmeden Rus yolcular alışkın oldukları Rus votkası yerine Fransız şaraplarını içerek uyuma moduna geçmiş, ellerini kollarını kontrol etme yetilerini yitirip horul horul horuldamaya başlamışlardı bile.
Jetlak
olma riskine karşı uçağın perdeleri kapatılıp ışıkları söndürüldükten sonra,
yolcular ister istemez kapanan gözleriyle saatlerce okyanusun üzerinde hiç kara
parçası olmadan uçmanın akıllarına takılan yönlerini kafalarından atmaya
çalışıyorlardı.
Koltuğun
önündeki ekrandan uçağın rotasını, bulunduğu mevkii, yerden yükseklik ve hız
bilgileri veriliyordu. Derken Kaptan
pilot Miami’ye yaklaşmakta olduğumuzu inişe geçtiğimizi açıkladı, uçağın
ışıkları açıldı, hostesler yeniden ikram servisine başladılar. İkramın ardından
Miami havaalanına indik. Pasaport kontrol noktasına geldiğimizde inanılmaz bir
kuyrukla karşılaştık.
Uçakta
doldurulmak üzere dağıtılan anket formuna
ilaveten bir form daha verdiler. Doldurup saatlerce kuyrukta bekledikten
sonra görevlilerin mesailerinin bitim saatine az bir süre kala nihayet alandan
çıkabildik.
Alanda
bizi bekleyen güzeller güzeli Ayşe ve Beren ile karşılaşmamız coşkulu bir
kucaklaşma, sarılma ve koklaşmayla mutluluk tablosunun değişik bir
versiyonunu oluşturdu.
12 saatlik
konforlu uçak yolculuğundan sonra saatlerce kuyrukta beklemek ulusal hava
yolları şirketimizin modern ve çağdaş kaliteli hizmetinin yanında, dünyanın en
modern ülkesine değil de bir Ortadoğu ülkesi havaalanına geliyormuşuz izlenimi
bıraktı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder